Aslında tutamadığım tek şeydi zaman.
Acıyışlarım,
Haykırışlarım boşuna!
Yakıp geçmişti Timur misali,
En derinden en incesine…
Uzatırdım ellerimi çarpıklaşmış düzenin pençesinden kaçarken uzaklara,
Bir damla sevgi,
Ve ana kucağı gibi şefkatti özlediklerim.
Yaktı zaman küllerini,
Bir daha,
Bir daha verdi saman alevlerini,
İnceden inceye eskitti sevdiklerimi.
Hep koştum peşinden
Beklide ondan kavrayabildim kelimeleri
Özünde; gizemli duran açık seçik hediyeleri,
Yaşamın tam ortasındaki naif incelikleri.
Şimdi soruyorum ey zaman
Durmalımı bu koca dünyada bir köşede
Yoksa koşmalımı uzayan derinliklerin içerisinde,
Hacer gibi kızgın çöllerde...