ADI NE?
Küçük çocuk babasına yaklaştı. Beyaz üzerine kırmızı çizgileri olan bir topu göstererek;
-Baba adı nee? Dedi.
-Onun adı “top” dedi babası. Sonra “top” diyerek yineledi.
Oğluna konuşmayı öğretmeye çalışıyordu. Çocukta sık sık bu soruyu sorarak babasıyla bir tür ilişki kurmaya çalışıyor, söylediklerini tekrar ediyordu; “bop, bop”. Babası düzeltmeye çalıştı; “top, top”. Oğlu; “bop, bop”. Babası gülümsedi, “Aferin oğlum” dedi. Bunu başardığını gören çocuk başka şeye yöneldi.
-baba adı nee?
-halı, halı.
-heee, alıı, alıı. Baba adı ne?
-balon, balon.
-heee, balo, balo. Baba adı ne?
-kedi, kedi.
-heee, miyav, miyav.
-hayır, kedi kedi.
-heee miyav, miyav .
Babası güldü. Oğlu pencereden dışarı baktı, parmağını uzatıp, minareyi göstererek sormaya devam etti.
-baba, alla alla adı ne?
-cami, caamiii.
-Maci, maci.
-cami, caamiii.
-maci, maaacciii.
-baba adı ne? Baba adı ne? Baba adı ne? Baba adı ne?
-Ağaç, ağaç. Ev, ev. Ay, ay. Kuş, kuş.
Küçük çocuk kanepeden aşağıya atladı. Yerde birşey buldu. Babasına doğru uzatıp;
-Baba adı nee? dedi.
Babası sustu. Durdu, düşündü, düşündü.
-“O bir dost oğlum, o bir sırdaş, dertdaş, yoldaş... O bir şahit, hafıza, anı… O bir aşk ilanı, coşkun duygular, dile gelmeyen sözler… O bir feryat, isyan, acı, keder… O bir bilim, sanat, felsefe… O bir hikaye, masal, roman… O bir arzuhal, belge, alacak, senet… O bir inanç, sevap ve günah… O, emsalsiz bir mucize, insanlığın ilerleme aracı, insanlığın yok oluş şifresi”
Babası sözlerine devam edecekti ki oğlu şaşkın bir eda ile;
-heeeeee, dedi. Babası toparlamaya çalışarak kısaca;
-Kalem, dedi. Oğlu tekrar etti;
-ka-lem, ka-lem.
…