Bir nehrin orta yerinde
Dalgaların kıyıya küstüğü yerdeyim…
Dökülmüş
Dağılmış ve hiç olmadığı kadar yorulmuşum.
Nedendir bilinmez
Bakışlarımdaki donukluk
Sesimin olanca acıyla kıvrılışı
Ve rüzgarların uğultusu altında öylece kalakalışım.
Hasret desen değil,
Gurbet desen
Unutalı yıllar oldu.
İçimde çağlayanlar, içimde fırtına
Beni hangi kıyıya atacak kimbilir!
Sözün savrulduğu zamanlara erdim
Seslerin çoğaldığı
Ve herbir sesin birbirini boğmaya çalıştığı zamanlara…
Sesler duyulmuyor
Duyulan anlaşılmıyor
İçimdeki yangın büyüyor
Bakışlarım donuyor
Seslerim çığlığa dönüşüyor
Ve rüzgar
Olanca uğultusuyla çığlığımı bastırıyor.
Yine de bir umut
Yine yeniden bir savaşla başlıyorum hayata
Düşmanların ortasında
Atının yelesinden tutmuş bir süvari gibi
Savaşın içine dalıyorum.
Gözlerimde zalimlere bin öfke
Gözlerimde mazlumlar için bin umut var.
Düşen, savrulan her ten için bende ağıt var
Ayakta kalan ve direnen herkes için bin umut…
Yaşamak budur işte dediğim
Ve delicesine gün ortasında dövüşmektir dediğim
Bir inancın sabahına
Hergün yeniden uyanarak
Ve her gün yeniden inandırarak kendimi
Sabırla keskinleştiriyorum imanımı.
İçimdeki hüznü,
Zihnimin yorgunluğunu
Yalnızca O’na havale ediyorum.
İşte yeniden gözlerimde bin umut
Ve coşkuyla söylenecek marşlara ayarlı sesim
Beni vahiyle yeniden yoğuruyor…