MAZLUM GÖNÜL
Nasılda büzüşmüş duruyorsun orada,
Şurada, tam göğsümün arkasında,
Bir şiş alıp, seni delik delik dağlasam da
Diner mi feryadın be mazlum gönül.
Kirlenmiş bulutlar sarmışsa dünyayı
Bir tufan savurmuşsa sancağını
Eline alıp ta yüce kitabını,
Rahmet, Rahmet yağar mısın mazlum gönül.
Usanmışsa, yorulmuşsa dert ortağın
Terk eylemişse evi ocağı cananın,
Kalmamışsa hakka, hak ile duranın.
Ebu Zer gibi hakkı söyler misin mazlum gönül.
Hey hat! Diye bir iç çeksen de
Ağlasan, inlesen, ölsen de
Seni kendi elimle toprağa gömsem de
Rahman, Rahman diye çağlar mısın mazlum gönül.